Antalya hem Türkiye’ nin hem de Akdeniz’ in en popüler şehirlerinden biridir. Bu popülarite deniz, kum, bikinili kızlar ile özdeşleşmiş olsa da bu güzel şehir aslında sadece bunlardan ibaret bir şehir değildir. Antalya’ ya her yaşam tarzına uygun mekanlar, imkanlar; hatta ilçeler bile mevcuttur. Bu yazımızda Antalya’ nın ilçelerine farklı bir çerçeveden bakacağız.
Alanya ve Kemer
Alanya ve Kemer, Antalya’ nın turizm ile en fazla iç içe olan iki ilçesidir. Bu ilçelerin ana geçim kaynağı sahil turizmi olduğu için yerel halk, turizmi benimsemiştir ve turizm getirdiği sosyal etkilerden rahatsızlık duymamaktadır. Sahil turizmi ile bölgeye gelen ögeler bir yandan gece hayatı, plaj partileri, caddelerde gezen bikinili turistler, rengarenk turistik işyerleri, haftanın her gününe sığdırabileceğiniz eğlenceli etkinlikler; öte yandan da yüksek kira ücretleri, pahalı market ürünleri, turistik fiyatlarla süslenmiş mağaza vitrinleridir. Tüm bunları göz önünde bulundurarak bu ilçelerde yaşamak isteyen de vardır istemeyen de.
Gündüz plajları, gece de eğlence mekanlarını seven, hareketli bir hayata sahip biri misiniz? O zaman size yaşamanızı tavsiye edeceğimiz Antalya ilçelerinin başında Alanya ilçesi gelmektedir. Şehir merkezi sahilde kurulu olan bu ilçe, turistlerin, plajların, lüks otellerin, eğlence mekanlarının şehrin içerisinde yer aldığı bir ilçedir. Sabah deniz manzaları bir mekanda kahvaltı yaparsınız, öğleyin tertemiz bir plajda güneşlenirsiniz, akşam da kalabalık eğlence mekanlarında doyasıya eğlence yaşarsınız. Tüm bunları terli halkı rahatsız etmeden, onlardan da rahatsız olmadan yaparsınız hem de! Öyle ki, şehir merkezinde bazı sokaklarda dikeldiğinizde solunuza baksanız yabancı turist ağırlayan lüks bir otel, etrafında lüks araçlar; sağınıza baksanız içerisinde yeni mahsül ekilmiş bir tarım serası, etrafında kasalı kamyonetler… Bu özellik Alanya’ yı diğer Antalya ilçelerinden ayıran pek çok enteresanlıklardan sadece biridir. Bu özelliği daha özel kılan durum ise insanların birbirine saygısı. Alanya ilçe merkezinde turist de vardır, çiftçi de; memur da vardır, esnaf da; zengin de vardır, fakir de. O kadar farklı sınıflarda insanlar olmasına rağmen kimse kimseyi hor görmez, kimse kimseyi rahatsız etmez. Etraflarındaki farklı yaşam tarzları insanlara garip gelmez. Anlayacağınız Alanya’ yı oluşturan her dişli, sağındaki solundaki dişliyi didiklemeden kendi görevini yerine getirir. Böylece Alanya, bir marka ilçe olma özelliğini senelerce devam ettirir.
Alanya kadar olmasa da, Kemer ilçesi de eğlence hayatına düşkün kişiler için iyi bir yerleşim yeridir. Alanya’ ya nazaran Kemer daha küçük ve daha turistiktir. Kemer ilçe merkezi Alanya ilçe merkezinden daha dar bir alana yayılmış olduğu için daha fazla turist gördüğünü hisseder insanlar. Oysaki olay kap meselesidir. Yani Kemer‘ de kap daha küçük olduğu için içerik daha sık ve yoğun görünür; Alanya’ da ise kap daha geniştir, içerik daha seyrek görünür. Kemer’ de ilçe merkezinde turizmden başka sektörlerde çalışan insan görme ihtimali düşüktür. Kemer’ de yaşayan hemen hemen herkes doğrudan veya dolaylı olarak geçimini turizmden sağlamaktadır. Yani Kemer ilçe merkezinde sera görmek, ekili tarım alanı görmek çok mümkün değildir. Kemer’ de insanlar yazları günde neredeyse 18 saat çalışır, alınlarının terleri ile ekmeklerini kazanırlar, kışın da dinlenir ve yaz yorgunluğunu üzerlerinden atarlar. Yazları kıpır kıpır olan Kemer caddeleri, kışları ise adeta bir sonraki sezonun nasıl geçeceği konusunda birbirleri ile sohbet ederler, fısır fısır…
Manavgat ve Serik
Manavgat ve Serik, ilçe merkezlerinin denize, dolayısı ile sahil turizmine uzak olması sebebi ile Alanya ve Kemer kadar turizm ile iç içe ilçeler değillerdir.
Gece hayatını, eğlenceyi, caddelerde bikini ile gezen turistler olmasını çok önemseyen biri değil misiniz? İlçe merkezinde fazla turist veya turistik otel olmasın, hatta deniz kum plaj da olmasın, ama canım sıkıldığı zaman da her milletten insanı görebileceğim turistik bir dünyaya kolayca ulaşayım diyorsanız sizin yaşayabileceğiniz en güzel Antalya ilçelerinden biri Manavgat‘ dır. Şehir merkezi deniz kenarına kurulu olmadığı için Manavgat’ da gezerken kendinizi turistik bir ilçede geziyormuş gibi hissetmezsiniz. Sadece ana caddede bazen yabancı turiste rastlarsınız. Onlar da ilçe merkezini merak edip gelen, usturuplu giyimli, kültür turizmine meraklı turistler olduğu için çok fazla göz yormazlar. Onun haricinde Manavgat ilçe merkezinin turistik olmayan Anadolu şehirlerine ait ilçe merkezlerinden çok farkı yoktur. Temiz ve kalabalık caddeleri, çok yükseğe kaçmayan binaları, ilçenin tam ortasından geçen tertemiz ırmağı, ırmak boyunca kilometrelerce uzanan sağlı sollu yemyeşil parkları ile Manavgat, “sıcak bir yerde yaşayayım, aradığım her şeyi bulabileyim, her yere yürüyerek gidebileyim, sıcaktan bunaldığımda 15 dakikada denize kavuşayım” diyenler için çok doğru bir tercih.
İlçe merkezini baz alırsak, neredeyse hiç turist göremeyeceğiniz, hatta hiç turistik yer göremeyeceğiniz, sokaklarında gezerken Antalya’ya, denize, lüks otellere yakın bir ilçede olduğunuz hissini asla alamayacağınız bir ilçedir Serik! İlçe merkezi turizm ile ve turistlerle o kadar alakasızdır ki, çarşıda bir tane bile turistik hediyelik eşyacı, önünde deniz yatakları satılan marketler, İngilizce tanıtım levhaları olan taksi durakları göremezsiniz. Oysa ki dünyaca ünlü sanatçıları, politikacıları, futbolcuları, kralları, prensleri, baronları ağırlayan Antalya’ nın en lüks otelleri Serik ilçesine bağlı olan Belek otellerdir. Hatta, Türkiye’ de golf turizminin kalesi olan Belek, dünyada da çok popüler bir golf merkezidir. Bunun yanında, Serik‘ in bir de Aspendos Antik Tiyatrosu vardır ki, onu görmeden Antalya’ dan ayrılan turist sayısı çok azdır. Tüm bu turistik popülarite ilçe merkezinin dışında olduğu için Serik esnafına çok bir katkısı yoktur. İlçe merkezinde turistik işletme ne kadar azsa tarım ilacı bayisi de o kadar fazladır! Yerli halkın ana geçim kaynağı tarım olduğu için bu bayiler her yerdedirler. İşte tüm bunları değerlendirirsek, hem çoğunlukla köy hayatının bir tık ötesinde, gürültüsüz, rahat, sakin bir hayat isterseniz, hem de bazı zamanlarda tertemiz kumsalda koşup besberrak denizde yüzmek, turistik merkezlerde ekonomik olarak üst kalite turistlerle karşılaşmak isterseniz sizin tercihiniz Serik olmalı!
Finike, Kumluca ve Gazipaşa
Finike, Kumluca ve Gazipaşa ilçelerini turistik ilçe kategorisine koymak çok doğru olmaz. Bu ilçeler her ne kadar turizm ile bağlantısı olan ilçeler olsalar ve sınırları içerisinde turistik ziyaret noktaları bulundursalar da, tam olarak turizmin olumlu veya olumsuz olarak değiştirdiği ilçeler değillerdir.
Ben deniz ile iç içe, tertemiz sokakları, tertemiz insanları olan bir ilçede yaşamak istiyorum ama sağda solda turist görmek istemiyorum; evimden markete giderken plaj partileriyle, bikinili kızlarla karşılaşmak istemiyorum diyenlerdenseniz Finike tam size göre bir ilçe! Kumsal ve denizi sahil turizmine çok müsait olmasına karşın enteresan bir şekilde turizmden nasibini almamış bir ilçe olan Finike, Antalya’ nın en sakin en şahsına münhasır ilçelerinden biridir. Uçsuz bucaksız bomboş plajlar biter, uçsuz bucaksız dopdolu portakal bahçeleri başlar bu ilçede. Anlayacağınız üzere ana geçim kaynağı tarımdır Finike’ nin. Yılın 12 ayı Türkiye’ nin dört bir yanına meyve ve sebze yollayan Finike halkı, kazandığı parayı genelde eğlenceye ve partilere değil, yeni yeni toprak sahibi olmaya harcar! Dolayısıyla tarımda kendini geliştirdikçe geliştirir!
Kumluca ilçe merkezine çok uzak olan, bir o kadar da popüler olan Olimpos, Adrasan ve Suluada‘ yı çıkarsak, Kumluca’ nın turizm ile uzaktan yakından alakası yoktur. Geçimini çoğunlukla örtüaltı tarım ile sağlayan Kumluca ilçesinin yaşam tarzı olarak, turizmin hiç uğramadığı Antalya’ nın kuzey ilçelerinden neredeyse hiçbir farkı yoktur. Kısacası Kumluca ilçesi sessiz sakin bir ilçedir. Yediden yetmişe herkes işinde gücündedir. İnsanı yardımsever ve görgülüdür. Burada yaşamayı tercih edenler eğlenceden uzak kalır, doğa ile bütünleşir!
Antalya’ nın en doğusunda yer alan Gazipaşa ilçesi, geçimini tarım yaparak sağlayan insanlarla dolu, olaysız, sessiz, sakin bir ilçedir. Gazipaşa’ da yaşayıp hayatlarına biraz hareket katmak isteyen Gazipaşalılar, hemen bitişik ilçe olan Alanya’ ya bir git-gel yapıp tüm streslerini atabilmektedirler. Konum, doğa, deniz ve kumsal olarak Alanya’ nın neredeyse ikizi olan bu ilçe, sınırları içerisindeki birkaç turistik otel ve yeni yapılan bir havalimanı da olmasa turizm hakkında pek tecrübe sahibi olmayacaktır. Öte yandan, Alanya’ da turistik inşaat için neredeyse yer kalmaması sebebiyle turizm gitgide Gazipaşa‘ ya doğru kaymaktadır. Yerel yönetimlerin de turizme önem vermeye başlaması, yat limanı inşası, havalimanı inşası ile birlikte bu ilçe turistik açıdan geleceği parlak bir ilçe haline gelmektedir. Gazipaşa’ nın tek dezavantajı, Antalya il merkezine neredeyse 3 saat uzaklıkta olmasıdır. Bu özelliğini saymazsak, Gazipaşa “Ege’ de sakin bir sahil kasabası” rüyasının Antalya’ ya uyarlanmış hali gibidir. Hem sakin bir sahil ilçesinde yaşayayım, hem de canım sıkılınca hemen 30 dakikada cıvıl cıvıl bir şehre gidebileyim diyenler için Gazipaşa iyi bir tercihtir.
Kaş ve Demre
Kaş ve Demre ilçeleri Antalya’ nın batısında yer alan hem turizm ile iç içe hem de tarım alanları ile ünlü ilçelerdir. Her ne kadar ikisi de turizm ile iç içe ilçeler olsa da, turizm tarzı ve yerel halkın yaşam tarzı olarak çok farklı ilçelerdir. Özetle, Demreliler tarıma, hayvancılığa, yaylacılığa daha yatkındır, Kaşlılar ise turizme.
Kaş ilçesi, merkezinde yaşayanları baz alırsak çok sıradışı bir ilçedir. Tabi bu sıradışılık olumsuz manada değil, olumlu manadadır. Açacak olursak, Kaşlılar çok sakin ve tasasız insanlardır. Ufak tefek sorunlara kafayı takmazlar. İlçe merkezinde çok fazla olaya rastlamazsınız. Zaten bir nevi emekli şehridir bu ilçe. Öyle ki, pek çok Kaş otelinde konaklama yapacakların yanında çocuk kabul etmezler. Gürültüye patırtıya pek gelemezler. Sakin hayatlarına gölge düşsün istemezler. Kaş‘ da yabancı turistten çok yerli turist vardır. Günübirlikçiden çok konaklamalı turist vardır. İnsanlar otellere veya lüks villalara gelirler, eşsiz manzara eşliğinde sakin sakin dinlenir giderler. Sıkıntıdan gürültüden uzak, emeklilikten hallice bir hayat yaşamak isteyenler için Kaş ilçesi tam bir cennettir.
Demre de çok enteresan bir ilçedir. İlçeye senede yüzbinlerce yabancı turist akın eder. Bu ilçe Antalya’ nın yabancı turistler tarafından en çok ziyaret edilen ilçelerinden biridir. Ama, gelenlerin neredeyse hepsi günübirlik ziyaretçilerdir. Demre‘ de konaklayıp ilçenin sosyo-kültürel motiflerine, halkına, yerel halkın yaşam tarzına vakıf olmayan misafirler, Myra Antik Kenti, Noel Baba Kilisesi, Kekova gibi dünyaca ünlü sadece turistik noktaları gün içerisinde ziyaret ederler ve ilçeden ayrılırlar. Bu turizm tarzı da yerel halkın çok fazla asimile olmamasına sebep olmuştur. İlçe merkezinde bazı turistik ziyaret noktalarının yanıbaşında kurulu seralar, ilçe merkezinde bazı caddelerde karşılaşabileceğiniz çiftlik hayvanları bu sebebin sonuçlarındandır. Bu özellik de Demre’ yi çok özel bir ilçe haline getirmiştir. Hem deniz kenarında yaşayayım, hem turist göreyim, hem de organik bir köy hayatı yaşayayım diyenler için Demre iyi bir seçenektir.
Korkuteli ve Elmalı
Her evin bir odası vardır hani, kuzey cephe olduğu için daha gölge, daha serin, Korkuteli ve Elmalı ilçeleri de Antalya’ nın serin odalarıdır. Yazın Antalya merkezde veya batı ilçelerinde sıcaktan bunalanlar Korkuteli’ yi veya Elmalı’ yı bulurlar. Bu sebeptendir ki, yazın iki ilçenin de nüfusu neredeyse iki katına çıkar. Kışın ise sessiz sakin kendi haline ilçelerdir bunlar.
Korkuteli ilçesi konumu itibari ile turizm ile uzaktan yakından alakası olmayan bir ilçedir. Antalya’ nın yaylası olan bu ilçe, yazın Antalya’ nın hamamvari sıcağından bunalanlara ev sahipliği yapar. Yazın kalabalıklaşan bu ilçe kışın ise sessiz sakin bir kasaba gibidir. Benin için deniz, kum, güneş; etrafta gezen tozan turistler hiç önemli değil, ben bahçeme iki sıra bostan ekeyim, toprağın tadını çıkarayım diyenler için Korkuteli muhteşem bir yaşam alanıdır.
Elmalı, Korkuteli’ den de daha uzakta bir ilçedir. Korkuteli’ nden daha serin, daha sakindir. Korkuteli’ ye gelenler kadar yazlıkçı gelmez. İnsanlar Antalya’ nın neresinden olursa olsun, Korkuteli’ nde yazı geçirmek için planlar yapabilir. Ama Elmalı’ ya yazları sadece aslen Elmalı’ lı olanlar gelir. Dolayısı ile Elmalı’ da sadece gerçek Elmalılıları ve görev icabı Elmalı’ da bulunan kişileri görürsünüz. Öte yandan, Elmalı ilçesi, sınırları içerisindeki türbe ve camileri ile manevi duygulara daha çok hitap eden bir ilçedir. Ayrıca ilçeyi çevreleyen doğal güzellikler Elmalı‘ yı diğer yayla ilçelerinden daha fazla ferah kılmaktadır.
Gündoğmuş, Akseki ve İbradı
Gündoğmuş, Akseki ve İbradı ilçeleri Antalya’ nın doğu kısmının kuzeyinde yer alan sınır ilçeleridir. Dolayısı ile Antalya ile veya Antalya turizmi ile pek alakaları yoktur. Turistleri daha çok kültür, doğa ve yürüyüş turizmi için ağırlayan bu ilçeler kendilerine has sosyal ve kültürel yaşamları ile Antalya’ dan çok, başka illere bağlı olan sınır ilçeleri ile benzerlik gösterirler.
Gündoğmuş ilçesi, konum olarak Manavgat ve Alanya’ nın kuzeyindeki dağarın arasında bulunan bir ilçe olduğu için çevre ilçelerden kültürel olarak soyutlanmış, kendine has yaşam tarzı olan bir ilçedir. En yakın turistik merkeze yaklaşık iki saat mesafededir bu ilçe. Bu yüzden sahil turizmi ile pek alakası yoktur. Ama sınırları içerisinde çok özel doğal güzellikler barındırır. Şelaleler, kaleler, vadiler, yaylalar Gündoğmuş‘ u doğa harikası bir ilçe yapmaya yeter de artar bile. Seracılık henüz bu ilçede yaygınlaşmamıştır. Dolayısıyla organik tarla mahsulleri, dalından meyveler ile iç içe yaşamak isteyen; kalabalıktan ve sıcaktan hoşlanmayan insanlar için Gündoğmuş keyifle yaşanılacak bir yerdir.
Antalya’ nın her ilçesini bir organ varsayarsak, Akseki hiç şüphesiz beyin olur. Hem en yukardadır, hem de zekanın elle tutulur halidir. Neden peki? Çünkü Aksekililer zeki olmaları ve zeka gerektiren mesleklerde gösterdikleri başarılarla ünlüdürler. Bu mesleklerin başında tüccarlık gelmektedir. Antalya’ da, hatta İstanbul’ da dahi ticaret denince akla Aksekililer gelir. Yüzyıllar boyunca doğa şartlarının ve ekilecek alanların elverişli olmaması sebebi ile bu ilçenin insanları evrilmiş ve hayatta kalma dürtüsü ile zeka seviyeleri yükselmiştir. Son dönemlerde de başka il ve ilçelere göç eden bu yürüyen beyinler gittikleri yerde zekalarını tüccarlıkta kullanmış ve çok önemli yerlere gelmişlerdir. Aksekililere sunduğumuz bu kadar övgü ve saygıdan sonra şimdi de Akseki‘ ye gelelim. Toros dağlarının en ücra noktalarından birinde kurulu bu ilçenin Antalya ile uzaktan yakından alakası yoktur. Tek ana caddeli küçük bir şehir merkezine sahip olan bu ilçe, sosyal aktivitelerin ve bazı imkanların yokluğundan müzdariptir. Bu sebeptendir ki, bu ilçede yaşayan insanlar pek çok ihtiyaçlarını civar ilçeleri ziyaret ettiklerinde gidermektedirler. Yine de, sosyalliği sınırlı olsa da doğal güzellikleri sınırsızdır. Benim Antalya ile falan işim olmaz, mis gibi orman havasında yaşamımı sürdüreyim diyenler için Akseki biçilmiş kaftandır.
Doğal güzellikleri, şırıl şırıl akan dereleri, bölgede ün salmış düğmeli evleri ile ünlü İbradı ilçesi tabiri caizse adeta Akseki ilçesinin ikizidir. Hem konum olarak hem kültürel motifler olarak o kadar benzerler ki, bazı köylerin Akseki’ ye mi İbradı‘ ya mı ait olduğunu anlamak çok zordur. Dolayısı ile yukarıda Akseki ile ilgili söylediğimiz her özellik İbradı için de geçerlidir.
Antalya Merkez İlçeleri
Antalya merkezde bulunan dört ilçe vardır. Her ilçenin kendine has özellikleri vardır:
- Aksu ilçesi, çoğunlukla örtü altı tarımla uğraşan bir ilçedir. Bir sera kiralayayım ve sebze meyve yetiştiriciliği ile uğraşayım diyenler için iyi bir seçenektir.
- Muratpaşa ilçesi, Antalya’ nın yerlilerinin oturduğu, temiz sokakları, yüksek falezleri, uçsuz bucaksız parkları ile ünlü bir ilçedir. Hayat pahalılığı benim için önemli değil, ben nezih bir mahallede, mesafeli komşularla yaşamak istiyorum diyenler için yaşanılası bir yerdir.
- Kepez ilçesi, Türkiye’ nin dört bir yanından göç almış, bünyesinde genelde Anadolu kültürünü ve yaşam tarzını barındıran bir ilçedir. Antalya merkezde yaşayayım ama sosyal hayatım ve komşuluk ilişkilerim Anadolu’ daki gibi olsun diyenler için harika bir yerdir.
- Konyaaltı ilçesi, evimden çıkıp şöyle bir sahile yürüyüşe gideyim diyenler için ideal bir ikamet yeridir. Upuzun plajı, plaj boyunca uzanan tertemiz parkları ile bu ilçe emeklilerin ve yabancı uyrukluların yerleştiği ilçelerin başında gelmektedir.
- Döşemealtı ilçesi ise Antalya’ nın merkez ilçelerinin en kuzeyindeki ilçedir. Bu sebepten ötürü Döşemealtı’ nda yaşayanlar Antalya’ da yaşıyormuş gibi hissetmezler. Genellikle lüks villaları ile ünlü bu ilçe, sessiz sakin ve Antalya merkezin diğer ilçelerine nazaran daha serin bir ilçedir. Hizmetimi büyükşehir belediyesinden alayım ama büyükşehirin hengamesinden uzak olayım diyenler için en iyi seçenek Döşemealtı’ dır.
Sonuç olarak, şayet yazımızın tamamını okumuş iseniz anlayacaksınız ki Antalya’ da her yaşam tarzına uygun bir yaşam alanı seçeneği vardır. Temennimiz sizin kendinizi en huzurlu hissettiğiniz Antalya ilçesinde hayatınızı sürdürüyor olmanızdır.
2 comments
Özlem Tan
4 Aralık 2021 at 18:49
Kişisel olarak Antalya’da yaşamanın avantajları ya da dezavantajlarını araştırırken karşıma yazınız çıktı.Antalya yaşamı hakkında bu kadar güncel ve detaylı bilgi bulduğuma memnun oldum.
Paylaştığınız bilgiler için teşekkür ederim, Antalya’nın merkez mahallelerindeki yaşam hakkında da paylaşımda bulunursanız çok sevinirim.
Ümit
24 Ocak 2022 at 23:00
Yazınız Antalya hakkında o kadar güzel bilgi vermişki, çok teşekkür ederim. Antalyayı merak eden hatta yaşanırmı diye düşünen biri olarak çok detaylı aydınlandım. Çok çok teşekkür ederim.