- Antalya il sınırları Kumluca ilçesi yakınlarındaki antik kent. Kumluca İlçesi’nin 2,5 km kuzeyinde tepe üzerinde ve eteklerinde kurulmuştur. Bazı kaynaklarda Eskihisar veya Sarıcasu olarak da yer alır.
Rhodiapolis, Antalya’nın Kumluca ilçesinin 3 km. kuzey-batısında, çamlarla örtülü bir tepenin yamacında kurulmuştur. Halk arasında buraya Eskihisar ismi yakıştırılmıştır. Hemen yanı başında Sarıcasu Köyü bulunmaktadır.
Prof.Bilge Umar Rhodiapolis’in Hellen dilindeki Rhodon (gül) sözcüğünden türetilmiş olup, “gül şehri” anlamına geldiğini söylemektedir. George Bean ise bu “Rodosluların kenti” anlamına gelen bir kelime olduğunu iddia eder.
M.Ö. 500 yıllarında Hekataios kentin adından dolayı Rodoslular tarafından kurulduğunu söylemektedir. İlk Çağ yazarlarından Theopompas Rhodiapolis’i Troia savaşından sonra Akhaların önderi Amaphilokhos tarafından kurulduğunu ileri sürmüştür. Amphilokhos aynı zamanda bir kâhin olup kızı Rhodia’nın ismini bu kente vermiştir.
Rhodiapolis üzerinde yeterli bir inceleme yapılmadığından bazı noktalar karanlıkta kalmıştır. M.Ö. 168/67 ‘de kurulan 23 kentten oluşan Lykia Birliğine Rhoodiapolis de katılmış ve basılan ilk birlik sikkelerinde bu kentin de adı vardır. Daha sohra Koinon (Lykia eyalet birliği) ‘a da katılmıştır. Kalıntılara dayanarak kentin Roma çağında önem kazandığı söylenebilir.
Kentin ortasındaki tiyatronun kalıntıları günümüze gelebilmiştir. Bu tiyatroda diazoma bulunmayıp 16 oturma sırası mevcuttur.Cavea yarım daireden biraz daha kapalı olup paradosların daima açık olduğu anlaşılmaktadır.
Ayrıca İmparator Antoninus Pius zamanında yaşamış ve Lykia kentlerinin yapılanması için bağışlarda bulunan zengin Opramoas’un mezar anıtı da tiyatronun önündedir. Buradaki kitabe bütün Lykia bölgesinde karşımıza çıkan en uzun yazıttır. Bu yazıtlarda İmparator ve bölge valisinden gelen mektuplar, Opramoas’a sunulan onur ödülleri, kendi şehrine ve diğer Lykia kentlerine yaptığı yardımlar ve günümüze hiçbir izi gelmeyen, Rhodiapolis’de yaptırdığı Fortuna ve Nemesis’e atanak tapınaklardan bahsedilmektedir. Bu mezar anıtı 7,6 x 6,7 m. ebadında olup iyi işlenmiş kare mermer bloklardan yapılmıştır. Ancak günümüzde bu anıtın bütün taşları etrafa dağılmış durumdadır.
Tiyatronun güney-doğusunda Agora ile Stadium’un kalıntıları dağınık durumdadır. Burada bir de Hellenistik dönemde yapılmış bir kule ile karşılaşılmaktadır. Kentin oldukça yayılmış nekropol alanları kuzey,kuzey-doğu ve güneydedir. Kentin ormanlık alanda bulunuşundan ötürü de kalıntıların incelemek s-bugün için kolay değildir.
Kentin bulunduğu ormanlık alan 2000 yılında büyük bir orman yangını geçirmiştir. Bunun neticesinde kalan eserlerin büyük bir kısmı tahrip olmuş,bazı kaide ve temel kalıntıları ise gün yüzüne çıkabilmiştir. Bu arada bölgede büyük ölçüde defineciler tarafından kaçak kazı yapıldığı da açıkça belli olmaktadır.
Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Akdeniz Üniversitesi birlikteliğinde 2006 yılında kazılmaya başlanmıştır. İsminden dolayı Rodos kolonizasyon dönemi kuruluşu olduğu kabul edilir. Ancak daha önce de var olduğuna dair bilgiler vardır. 1892’de ilk kez Avusturyalı arkeologlar tarafından keşfedilmiştir. Kentin en ünlü siması İS. 2. yüzyılda yaşamış ve tüm Lİkya kentlerine yardım etmiş olan en ünlü euregetes (yardımsever) Opramoas’tır. Opramoas’ın anıt mezarı duvarındaki yazıt Anadolu’nun en uzun Eski Yunanca yazıtını taşır.
İmparator Başrahibi ve Birlik Yazmanı gibi önemli görevleri bulunan Opramoas zamanında (İS. 2. yüzyıl) şehir en parlak günlerini yaşar ve imar olur. Kentte Klasik dönemden Bizans’a kadar kalıntılasr gözlemlenmektedir. Şehrin tiyatrosu, hamamı, Opramoas anıtı, kilisesi, nekropolleri ve çok sayıda su sarnıcı bulunmaktadır. Opramoas anıtı bloklarında yazılı olan 12 imparator mektubu, 19 procurator mektubu ve 33’u birlik toplantısına ait yazılı anıt defineciler tarafından tahrip edilmiştir.
Prof. Dr. Nevzat Çevik başkanlığında 2006 yılında başlatılan kazılara 2009 yılından itibaren Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İsa Kızgut başkanlığında devam edilmektedir. Tiyatro, hamam, agora, stoa ve ana cadde gün yüzüne çıkartılmıştır. Yine kamusal alanda Asklepeion günyüzüne çıkarılmıştır. Bu kompleksin içerisinde tapınak ve kütüphane de bulunmaktadır. İ.S. 2. yüzyılda yaşamış olan hekim Herakleitos kente hem Asklepios kültünü kurmuş ve başrahip ünvanı almış, hem de bir Asklepeion yaptırmıştır. Yapılan kazılarla ana cadde ve Asklepeion önündeki portik açılmış, kütüphane ve tapınak konsolide edilerek kısmi onarım ile ziyaretçiler için daha anlamlı şekle getirilmiştir. Antik kentin restore edilen 1500 kişilik Helenistik tiyatrosu, 22 Haziran 2011’de devlet, özel sektör ve sivil toplumun işbirliğinde yapılan bir organizasyon neticesinde verilen konserle bin yılı aşkın süre sonra ilk kez müzikle buluşmuştur.
Rhodiapolis antik kenti ve çevresi Avrupa Topluluğu 7. Çerçeve programı tarafında desteklenen FIRESENSE projesi kapsamında pilot bölge olarak kullanılmakta olup, 2010 yılında Bilkent Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü tarafından kamera ve sensör ağları ile donatılmıştır. Bu sayede kent içinde ve çevresinde meydana gelebilecek yangın, sel gibi doğal afetlerin erken algılanması amaçlanmaktadır. FIRESENSE projesi kapsamında kurulan bu sistem ayrıca antik kentin uzakta gözlenebilmesi ve kaçak kazılarında önüne geçilmesine yardımcı olmaktadır.