- Günümüzde Hacıveliler olarak adlandırılan Korydalla, Kumluca ilçe merkezinin 1 km batısında, Myra’nın 29 km kuzeydoğusundadır. Korydalla sözcüğünün Luwi dilinden geldiği sanılırsa da anlamı bilinmemektedir. Peutinger haritasında Coridallo, Piskoposlar listesinde de Korydallos olarak ismi geçmektedir. Plinius ve Herodotos’un yalnızca isminden söz ettiği Korydalla’nın tarihi ile ilgili bilgilerimiz çok yetersizdir.
Günümüze ulaşan yazıtlardan çoğu Roma döneminden kalmışsa da Lykia ve Hellen dillerinde yazılmış olmaları bu insanların kültürlerinden kopmadıklarını göstermektedir.
Tarihte ismi ilk kez M.Ö. 480’de Thermopylai Geçidinde Perslere yol göstermesi ve bu yüzden Hellenler tarafından suçlanmasından ötürü geçmiştir. Lykia Eyalet Birliğine (Koinon) dahil olan 36 kentten biridir. Günümüze kentle ilgili bir kalıntı gelmemiştir. Yalnızca Hacı Veliler köyü yakınındaki tepede su kemeri ile ne oldukları anlaşılamayan mimari parçalar bulunmaktadır. Ayrıca köy mezarlığında da birkaç parça sütun bulunmaktadır.
Hacıveliler’de İmparator Marcus Aurelius’un onurlandırıldığı bir heykel kaidesi aracılığıyla ismi kesinlik kazanan Korydalla yer adı, Yunanca “Korydos” (tarlakuşu) kelimesinden türetilmiştir. İ. Ö. 500 yılında Miletli Hekataios tarafından Rhodos Kenti olarak belirtilmiştir. Plinius, Korydalla’yı Rhodiapolis ve Gagai kentleri arasında, Ptolemeissos ise Masekitos dağının karşısında göstermektedir. Tabulae Peutingeriane’de “Coridallo” şeklinde geçmektedir. Hierokles, tarafından Geç Antik Dönem Lykia kentleri arasında sayılmaktadır. Korydalla, Patara Stadiasmosu’nun güzergâhlarının kesiştiği önemli bir trafik noktasını oluşturmaktaydı. Likya dilinde bir kitabesi bulunan Korydalla’nın tarihini büyük ölçüde Rhodiapolis ile incelemek gerekir. Kentin Likya Birliği’ne katıldığı ve Rhodiapolis ile birlikte temsil edildiği bilinmektedir. M.Ö. 5. yy.’da Pers ordularına yol gösteren casus Korydallas bu kentin bir ferdiydi. M.S. 141 yılındaki depremden sonra Rhodiapolisli Opramoas’ın yardım ettiği otuz Lykia kenti arasında Korydalla da yer almaktadır. Bu kentte epigrafik olarak bir Leto Tapınağı belgelenmiştir. Gordianus III ve Tranquillina dönemlerinde sikke basmıştır.
Roma döneminde varlığını sürdüren kent, ancak Bizans ve Geç Bizans çağında gelişme göstermiştir.
Spratt ve Forbes tarafından bulunan bir kitabe ile yeri tespit edilen kent, iki tepe üzerinde ve eteklerinde kurulmuştur. Antik kentte bugün göze çarpan belli başlı eserler hamam, su yolu, ile Büyük ve Küçük Asar Tepeler üzerinde bulunan sarnıçlar, kaya mezarları ve özenle yapılmış bir duvar işçiliği gösteren büyük mozaikli bir yapıdır. Su yolu Kumluca ilçesinin, Şeyhköy’e giden toprak yolun kenarında ve yol boyunca yaklaşık 500 m. kadar devam etmektedir. Büyük Asar Tepesinin güneybatısında yer alan Küçük Asar tepesinin batı yamacında 6 adet kaya mezarına rastlanır. Mezarlardan bir tanesinde L şeklinde yerden yüksekliği 0,80m olan bir kline bulunmaktadır. Mezarlardan bir diğeri ise çift katlı klinelidir. Diğer iki mezar ise tonozludur. Küçük Asar tepesinin güneydoğu yamacında antik kaynakların belirttiği tiyatro bulunmakta ise de bugün toprak üzerinde hiçbir iz kalmamıştır. Tepenin ilçe tarafına yakın eteğinde bir kaya mezarı, hemen onun üzerinde
tekne kısmı kayaya oyulmuş oldukça harap bir lahit bulunmaktadır. Büyük Asar tepesine doğu taraftan çıkıldığında kayalar arasında sur duvarları olduğu tahmin edilen yer yer duvar kalıntılarına rastlanır. Tepeye ulaşan kayaya oyulmuş merdivenlerden çok az bir kısmı ünümüze kadar korunabilmiştir. Tepede sarnıçlar ulunmaktadır. Sarnıçların bir kısmı kayaya oyularak e kayaların şekline uydurularak yapılmış olup sıvalıdır. ir kısmı ise dikdörtgen plan göstermektedir. Tepenin oğu yamacında ise büyük bir kaya bloğu düzeltilerek ipik bir Likya mezarı yapılmıştır. Söz konusu ezar ahşap mimari örneği yansıtmaktadır. Kaya mezarının çi üç klinelidir. Hamam, Büyük Asar Tepesi ile üçük Asar Tepesi arasındaki düzlükte yer almaktadır. ok harap durumda olan ve kesin bir planı elde edilemeyen amamın alt katında tuğladan yapılmış hipocaust istemi izlenebilmektedir.
Korydalla antik kenti arkeoloji literatürüne “Kumluca Dfinesi” olarak geçen Bizans maden sanatında yrı bir yeri olan, bir kısmı yurt dışına kaçırılan altın ve gümüş kilise eşyaları ile de anılmaktadır.