Antalya Kaleiçi

Kaleiçi, Antalya’nın Muratpaşa ilçesi sınırları içerisinde yer alan deniz ve kara surları tarafından kuşatılan kent merkezi’ne verilen isim’dir. Kaleiçi’nin sokakları ve yapıları Antalya tarihinin izlerini günümüze kadar getirmektedir. Eski evlerin önemi sadece mimari açıdan değil, aynı zamanda insanların yaşam şekli, davranışları, gelenekleri ve sosyal yönleri konusunda da çok yararlı bilgiler aktarmaktadır.
Kaleiçi, Antalya’nın Muratpaşa ilçesi sınırları içerisinde yer alan deniz ve kara surları tarafından kuşatılan kent merkezi’ne verilen isim’dir. Kaleiçi’nin sokakları ve yapıları Antalya tarihinin izlerini günümüze kadar getirmektedir. Eski evlerin önemi sadece mimari açıdan değil, aynı zamanda insanların yaşam şekli, davranışları, gelenekleri ve sosyal yönleri konusunda da çok yararlı bilgiler aktarmaktadır.

 

Türkiye’nin güney batısında bulunan Akdeniz kıyısında yer alan Antalya tarih boyunca Anadolu’nun denize açılan kapılarından biri olmuştur. Antalya Kaleiçi’nde Attleis Antik Kenti kuruluşundan önce Yat Limanında Korykos adı ile bilinen bir korsan limanı bulunduğu antik kaynaklardan bilinmektedir. ”Kaya Kovuğu” anlamında gelen Korykos, falezlerin hem doğal yapısı hem de sığınma limanı oluşu bakımından önem taşımaktadır.Liman ve gerisinde gelişen Antik Attaleia kenti milattan önce 2 yy.’dan itibaren kesintisiz iskan görmüş ve günümüze kadar yaşayabilmiştir.

Attalos Yurdu anlamına gelen Antalya, II.Attalos tarafından kurulmuştur. Bergama Krallığı’nın sona ermesiyle ( M.Ö.1.33) bir süre bağımsız kalan kent, daha sonra korsanların eline geçmiş. M.Ö. 77’de Komutan Servilius Isauricus tarafından Roma topraklarına katılmıştır. M.Ö.67 de Pompeius’un donanmasına üst olmuştur. M.S. 130’da Hadrianus’un Attaleia’yı ziyaret etmesi şehrin gelişmesini sağlamıştır. Bizans egemenliği sırasında piskoposluk merkezi olan ismi görülen Attaleia, Türklerin eline geçtikten sonra büyük bir gelişme göstermiştir. Modern şehir antik yerleşmenin üzerine kurulduğundan, Antalya’da antik çağ kalıntılarına çok az rastlanmaktadır. Görülebilen kalıntıların ilki, eski liman olarak nitelenen liman mendireğinin bir kısmı ve limanı çevreleyen surlar. Surların park dışındaki kısmında restorasyonu yapılan Hadrian Kapısı Antalya’nın en güzel antik eserlerinden biridir.

Attaleia’da , bütün antik şehirlerdeki gibi tapınak, agora, tiyatro gibi yapılar olduğu biliniyorsa da bugün bunların yerini saptamak imkansızdır.

Kaleiçi’nin büyük bir bölümü yıkılmış ve yok olmuş at nalı şeklinde içten ve dıştan surlarla çevrilidir. Surlar, Helenistik, Bizans, Roma, Selçuklu ve Osmanlı devirleri ortak eseridir. Surların 80 burcu vardır. Surların içinde kremit çatılı 3000 kadar ev bulunmaktadır. Evlerin karakteristik yapıları Antalya’nın sadece mimari tarihi hakkında fikir vermekle kalmaz, aynı zamanda bölgedeki yaşam tarzını, gelenek ve göreneklerini en iyi şekilde yansıtır.

1972 yılında Antalya iç limanı ve Kaleiçi semti, özgün dokusu nedeniyle ”Gayrimenkul Eski Eserle ve anıtlar Yüksek Kurulu” tarafından ”SİT bölgesi” olarak koruma altına alınmıştır. Turizm Bakanlığı’na ”Antalya Kaleiçi Kompleksi” restorasyon çalışmasından dolayı, 28 Nisan 19842de Fijet (Uluslararası Turizm Yazarları Birliği) tarafından Altın Elma Turizm Oskarı ödülü verilmiştir. Günümüzde Kaleiçi otelleri, pansiyonları, restoranları ve barları ile eğlence merkezi haline gelmiştir.

Antalya Antik Şehri, at nalı şeklindeki iki kalın duvar tarafından korunmaktadır. Bu sur şeklindeki duvarlardan biri deniz kıyısı koyundadır ve diğeri de kara tarafında bulunmaktadır. Bu duvarlara ek olarak çeşitli yerleşim birimlerini birbirinden ayıran duvarlarda vardır ve dış duvarlarda yaklaşık elli adımda bir kule bulunmaktadır. Bu duvarların yapılışı tarihi antik dönemlere kadar gitmektedir. Romalılar bu Helenistik duvarların temelini atmışlar ve Selçuklularda genişletmiş ve onarmıştır.

Duvarlar Yapılırken üzerlerinde antik yazıtlar bulunan birçok taş blok kullanılmış ve bunlar 19.yıla kadar çok iyi korunabilmiştir. Bugün şehir içinde duvarların ancak Hıdırlık Kulesi, Hadriyan kapısı ve Saat Kulesi gibi kalıntılarına rastlanabilmektedir. Deniz tarafından kaplanan antik şehir ve duvarlar günümüzde Kaleiçi diye adlandırılmaktadır. Caddeler ve binalar hala Antalya’nın tarihini yansıtan birçok işaretlerle doludur .

Sur içindeki dar sokaklar limandan yukarıya duvar boyunca uzanırlar. Yivli Minare,Keyhüsrev medresesi, Karatay Medresesi, İskele Camii, Tekeli Mahmut Paşa Camii sur içindeki önemli tarihi eserlersen sadece bazılarıdır. Yat Limanı eski şehrin gün ve gece boyunca sergilendiği nefes kesici manzara uluslararası ressam, şair ve yazarların kaynağı olmuştur.

Antalya Kaleiçi, batıda deniz, kuzey ve doğuda ana caddelere paralel uzanan ve günümüzde bir kısmı ayakta olan surlarla sınırlandırılmıştır. Bu belirgin sınır eşikleriyle Kaleiçi, kent merkezindeki katlı yapılaşmadan korunabilmiş, geleneksel doku, günümüze kadar özgün yaşayabilmiştir.

Kaleiçi’nin yerleşme dokusu, Cami Sokak ve Hıdırlık sokak boyunca uzanan orta sur duvarı ayrımı ile iki farklı şekilde oluşmuştur. Cumhuriyet Caddesi ile bu sokaklar arasındaki alan, topografyaya ve sur duvarlarına uygun olarak organik gelişmiştir. Sokakalar arasında kalan adalar düzenli biçimde değildir. Adaların büyüklüğü ve uzunluğu değişkendir. Orta sur ve duvarı ile Karaalioğlu parkına kadar uzanan ve dış surların Hıdırlık kulesi ile sonlandığı alan ise ızgara dokuludur. Yapı adaları genellikle düzgün dikdörtgen formludur. Her iki dokuda evler bir cepheleri ile sokağa otururken bir cepheleriyle de bahçeye açılır. Sokağa uygun olarak yapılan zemin kat planları düzenli değildir. Birinci katta çıkmalar yapılarak planları düzenlenir. Çıkmalar hem yapının planları düzenlenir.Çıkmalar hem yapının plan şemasını zenginleştirir, hem de değişik çıkma biçimleri, sokaklar ve küçük meydanları biçimlendirir.

Kaleiçi’nin sokakları dardır. Çoğunlukla limandan yukarılara doğru, dış surlar yönünde uzanırlar. Evler sahiplerinin ekonomik güçleri ve kullanılış amaçlarına göre farklılık gösterebilmektedir. Fakat ortak özellikleri çoktur. Genellikle yığma taştan ve ağaç bağlantılı olarak yapılmışlardır. Hepsinin bir sokak cephesi ve bir de sokak görmeyen bahçesi bulunur. Sokağa bakan yüzde, ilk katta çok az pencere vardır. Üst katta ise “Cumba” denilen ve hem ev, hem de sokak mimarisine uygun olarak yapılmış çıkmalar vardır. Bu çıkmalar ağaç süslemelerle bezenmiştir. Evlerin merkezini, zemin katta, bahçeye açılan ve taş zeminli “Taşlık”lar oluşturur. Bu taşlıklarda ağaçtan dinlenme kanepeleri vardır. Buralardan zemin kattaki odalara geçilebildiği gibi, üst kata da bir merdivenle ulaşılır. Zemin kat evin daha çok hizmet bölümüdür. Depo, mutfak gibi görevi olan odalar buradadır. Üst kat ise yaşam içindir. Üst katın odalarının pencereleri daha büyük olduğundan dolayı daha aydınlıktır. Çoğunlukla bu odalarda üst üste iki sıra pencere vardır. Üst pencereler camsız olup ağaç kafeslerden oluşmakta, alt pencereler açılıp kapanabilir türdendir. Cumbaların üst pencerelerinde küçük boyutta ve genellikle renkli camlar bulunur. Kaleiçi’nde birçok ev aslına uygun restore edilmiştir. Kaleiçi günümüzde, eğlence yerlerinin, pansiyonların, restoranların, hediyelik eşya satan dükkânların ve antika halı satan mağazaların bulunduğu bir turizm merkezi olmuştur. Ayrıca Kaleiçi’nde bulunan tarihi camiler arasından en ünlüsü, Antalya’nın da simgesi olarak görülen Yivli Minare Camii’dir.

Kaleiçinde iki veya üç katlı olan evlerin bazılarında ara kat mevcuttur. Alt katlar üst katı da taşıyan taşlık ve avlunun yerleştiği servis mekanlarıdır. günlük yaşamın geçtiği bu katta kuyu, ocak, ahır ve depo gibi kullanılan bölümler yer alır. Bu mekanları çeviren yüksek duvarlar, evin mahremiyetini de sağlar. Taşlığı birinci kata bağlayan iç merdivenler ara kata geçiş olanağı da verir. ana katlar depo olarak kullanıldığı gibi kışlık oda olarak da kullanılabilirler. Üst katta odalar birbirine sofa ile bağlanarak sofaya açılmaktadır. Sofaya açılan her biri günlük yaşamın devam edebileceği şekilde biçimlenmiştir.

Hadrian ( Hadrianus ) Kapısı Antalya’daki tarihi yapılardan en iyi korunmuşlarından birisidir. Bir Roma eseri olan yapı, İ.S.130 yılında Roma İmparatoru Hadrian adına yapılmıştır. Zamanla şehir surları kapının dış kısmını kapatmış ve kapı uzun yıllar kullanılmamıştır. Eserin günümüze değin yıkılmadan gelebilmesinin bir nedeni de budur. Sur kalıntılarının yıkılması ile ortaya çıkarılmıştır.Pamfilya’nın en güzel kapısı olarak kabul edilmektedir. Üst kısmının kıble şeklinde üç açıklık vardır.

Sütunları Hariç tamamen beyaz mermerden yapılmıştır. Oyma ve kabartma süslemeleri çok güzeldir. Kapının orjinali iki katlıdır. Kapının iki tarafında, kapı ile aynı zamanda yapılmadığı bilinen iki kule vardır. Bunlardan güneydeki Julia Sanc Kulesi olarak bilinir ve Hadrian devri eseridir. Süslemesiz blok taşlardan yapılmıştır.Kuzeydekinin ise alt kısımları antik çağa ait olup üst kısmı Selçuklu’lar zamanından kalmıştır. Günümüzde Kaleiçi ve Yat Limanı otelleri, pansiyonları, restoranları, barları ve tekne turları ile eğlence merkezi halini almıştır.

Antalya limanı bir zamanlar Türkiye’nin güney kıyısında Mersin’den sonra gemilerin yanaşabileceği ikinci limandı. Bu gün ise bu limandan sadece yatlar yararlanmaktadır. Kentin batısında yapılan Endüstri Limanı’nın çalışmaya başlaması ile eski limanın adı “Yat Limanı” olarak değişmiştir.

Adres:
Kaleiçi / Antalya
GPS:
36.88414, 30.70562999999993
Sosyal medyada paylaş

Bir yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir

İndirim Bildirimleri

Turlar ve oteller hakkında indirim bildirimlerini almak için e-posta aboneliğinizi başlatın.