AlanyaDetaylı Bilgi
Alanya, Türkiye’nin Akdeniz Bölgesi’deki Antalya iline bağlı bir turizm ilçesidir. Şehir merkezine uzaklığı 154 kilometredir. Türkiye’nin güney sahillerinde bulunan Alanya, 1.598,51 km²’lik bir alana sahiptir ve 2018’de nüfusu (“TUIK Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS)” sistemine gore) 327.503 kişidir. Alanya ilçesi idari olarak Antalya iline bağlıdır, Alanya Belediyesi ve ilçesi de Antalya Büyükşehir Belediyesi sorumluluk alanına girmiştir. Alanya’ya 45 kilometre mesafede bulunan Alanya Gazipaşa Havalimanı 2012 yılında faaliyete geçmiştir.
Stratejik konumu bakımından Akdeniz’in kıyı kesimlerinde küçük bir yarımada şeklindedir. Kuzeyinde Toros Dağları uzanır. Alanya tarih boyunca, , Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı gibi imparatorluklar için Akdeniz’de önemli bir kale vazifesi görmüştür. Selçuklu zamanında, I. Alaeddin Keykubad yönetimi altındaki bölge, jeopolitik bir önem kazanmıştır. Şehrin bugünkü sembollerinden Kızıl Kule, tersane ve Alanya Kalesi bu dönemde yapılmıştır.
Bölgede Akdeniz ikliminin özellikleri görülmektedir. Kışın ılık ve yazın sıcak geçer. Turizm açısından Türkiye’de yüzde dokuzluk bir paya sahipken Yabancıların Türkiye’de mülk alımında ise yüzde otuzluk bir paya sahiptir. Turizm, özellikle 1958’lerden sonra gelişmeye başlayarak, ilçedeki en etkin iş kolu haline gelmiş ve bu durum bölgede nüfus artışını meydana getirmiştir. Sıcak iklimi sayesinde birçok sportif faaliyet ve kültürel etkinliğe elverişlidir.
Tarih
Alanya Kuzeyinde Toros Dağları Güneyinde Akdeniz’in bulunduğu küçük bir yarımada üzerinde kurulmuştur. Antik çağda Pamfilya ve Klikya arasındaki çizgide yer aldığı için bazen Pamfilya bazen de Klikya olarak anılmıştır.
Alanya’nın ilk iskanı ile ilgili kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Prof Dr Kılınç KÖKTEN ‘in 1957 yılında Kent merkezine 12 Km uzaklıkta yer alan Kadıini Mağarasında yaptığı araştırmalar, bölge tarihinin Üst Paleolitik (M.Ö.20,000,-17,000,) dönemine kadar uzandığını göstermektedir.
Alanya’nın ilk kez ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu henüz bilinmemektedir. Kentin bilinen en eski adı Korakesium dur. Bizans döneminde ise Kalanoros ismi verilmiştir. 13, YY da Anadolu Selçuklu Hükümdarlarından 1, Allaaddin Keykubat’ın (1200-1237) kaleyi alması ile şehrin ismini Alaiye olarak değiştirmiştir. 1935 yılında Kenti ziyaret eden Atatürk ise Alanya adını vermiştir. (Korekesium’dan İlk kez bahseden M.Ö.4, Yüzyıl antik coğrafyacılarından Scylax’dır Bu dönemde bölge Anadolu’nun önemli bir bölümünü istila eden Perslerin egemenliği altındadır. Daha sonra ünlü antik çağ yazarı Strabon, Piri Reis, Seyyep, İbn-i Batuta ve Evliya çelebi bölgeyi gezen seyyahlar olup eserlerinde kentten bahsetmektedirler.
Bölgenin ilk çağları ve Bizans dönemi hakkında fazla bilgimiz yoktur.M.S.7.yüzyılda arap akınları sırasında kent savunması daha da önem kazanmış,akınlara karşı korunmak amacıyla kale yapımlarına öncelik verilmiştir.Bu nedenle Alanya ve çevresindeki pek çok kale ve kilise M.S.6 ve 7.yüzyıla tarihlenmektedir.
Alanya, Antik çağlarda korsanlara, Bizans döneminde derebeylerin ev sahipliği yapmış ve nihayet Anadolu Selçukluları döneminde de başkentliğe yükselmiş ender güzellikteki tarihi bir şehirdir. Alanya antik çağda Pamfilya ile Klikya arasında yer almıştır. Heradot’a göre bu bölgenin insanları Truva savaşı sonrası Anadoluya dağılan insanların soyundan gelir. Yapılan araştırmalarda (Kadıini Mağarası-1957) ilk yerleşimin günümüzden 20 bin yıl öncesine üst paleotik döneme kadar uzandığı anlaşılmıştır. Tarihte bilinen ilk adı Coracesium ’dur. M.Ö.4.yüzyılda Persler’in istilası altındadır. Daha sonra korsanların barınağı olmuştur. M.Ö.139 yılında Seleki kralı kenti istila etse de korsanların barınağı olmaktan kurtulamamıştır.M.Ö.65 yılında Romalı komutan Magnus Pompeius tarafından Roma İmparatorluğu topraklarına katılan şehir, Roma’nın çöküşü ile Bizans döneminde adı da “güzel dağ” anlamında Kalonoros olur.
1204 yılında Haçlı orduları’nın İstanbul’da Latin İmparatorluğu’nu kurması üzerine Anadoluda bir otorite boşluğu doğmuştur. Bir derebeyi olan Kyr Vart Kalonoros’ta hakimiyeti sağlamıştır. Kent, 1221 yılında Anadolu Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından ele geçirilmiştir. Sultan Alaaddin Keykubat derebeyi Kyr Vart’ın kızıyla evlenerek kenti yeniletmiş ve kışlık başkent yapmıştır. Kentin adını da Alaiye olarak değiştirmiştir. Alaaddin Keykubat döneminde şehir en parlak günlerini yaşar. Bu günkü kale, tersane ve hala ayakta duran yapıların birçoğu o dönemdendir.
1300 yılında Anadolu Selçukluları’nın dağılması sonucu şehir Karamanoğlu Beyliği’nin egemenliğine girer. Konya merkezli Karamanoğulları, 1427 yılında şehri 5 bin altın karşılığı Mısır Memluk Sultanlığı’na satar. Nihayet Anadoluda birliğin sağlanması ve Osmanlı Beyliği’nin öne çıkması ile Alaiye, 1471 yılında Fatih Sultan Mehmet’in komutanlarından Gedik Ahmet Paşa tarafından Osmanlı Devleti topraklarına dahil edilir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Alaiye, önce Kıbrıs eyaletine bağlanır(1571), ardından Konya Vilayetinin sancağı yapılır (1864), sonra Antalya sancağına (1868) ve nihayet 1871 yılında da Antalya’nın ilçesi yapılır.
Cumhuriyetle birlikte Mustafa Kemal’in önerisi ile Alanya adını alır. Alanya, Tarsus ile birlikte 1571 yılında Kıbrıs eyaletine bağlanmış,1864 yılında ise, Konya vilayetinin sancağı olmuştur. 1868 yılında Antalya’ya bağlanmış, 1871 yılında bu ilin ilçesi olmuştur.
Coğrafya
Alanya, hemen yanı başında yükselen Batı Toroslar diğer tarafta ise Akdeniz ile çevrilmiş bir yarım ada üzerindedir. Toroslarda çam ve sedir ağaçları mevcuttur. Bölge her mevsim yeşildir. Portakal ağaçları, muz bahçelerini onları da yeni dünya bahçeleri takip eder. Kent çevresi adeta mağaralarla çevrilidir. Karada Dim mağarası, Damlataş mağarası; deniz de de korsanlar mağarası ve fosforlu mağaralar insanı cezbeder. Alanya 70 km.lik sahili boyunca denize girilebilen bir yerdir.
Alanya yerlisi yazları yaylaya çıkarlar. Geçmişte keçi kılından çadırlarda kalınırken günümüzde lüks konutlar yaylada yerlerini almıştır. Alanya`da bir saatlik yolculuktan sonra varılan yaylada kavurucu sıcakların yerini serin ve bol oksijenli hava alır. Bu gün yaylalar Alanyalılar ve turistler için bir nefes alma yerleri haline gelmiştir.
Antalya Körfezi’nde, Anadolu’nun güney sahili boyunca Pamfilya ovasına yerleşmiş, kuzeyinde Toros Dağları ve güneyinde Akdeniz bulunan, Türk Rivierası sınırları dahilinde, kıyı şeridi boyunca 70 kilometrelik alana sahip bir ilçedir.[33] Batıdan doğuya sahil şeridi boyunca Manavgat ilçesi, kuzeybatı kısımlarında dağlık bir araziye sahip Gündoğmuş ilçesi, kuzeyinde Hadim, doğusunda Taşkent ve Sarıveliler, güneydoğusunda ise Gazipaşa ilçeleriyle çevrilidir. Manavagat, Side ve Selge gibi eski şehirlere ev sahipliği yapmaktadır.
Pamfilya ovası, denizin ve dağların arasında izole edilmiş, tipik Doğu Akdeniz kozalaklı-sklerofil-geniş yapraklı ormanlara sahiptir. Bu ormanlarda Lübnan sediri, yıl boyunca yapraklarını dökmeyen makiler, incir ağaçları ve karaçam yetişmektedir. Antalya’nın doğusu ve Alanya’da dağlar genellikle başkalaşım kayaçlarından meydana gelmektedir. Bu oluşumla birlikte kayaların yüksekten alçağa hareket etmesi sonucu ilçe bölünmüştür. Böylece Mahmutlar, Sugözü ve Yumrudağ bölgeleri oluşmuştur. Benzer bir litojik hareketin şehrin altında da oluştuğu gözlemlenmiştir. Boksit, alüminyum cevheri, ilçenin kuzeyinde sıkça görülür ve mayınlı olabilme ihtimali vardır.
Bölgenin belirgin özelliklerinden birisi de kayalık özelliğe sahip yarımadanın doğu ve batı olarak bölünmüş olmasıdır. Limanı, ilçe merkezi ve Keykubat sahili isimlerini, I. Alaeddin Keykubad’ın buraya yerleşmesi sonucu almışlardır. Damlataş sahili adını, meşhur Damlataş Mağarası’ndan almıştır. Kleopatra sahili ise ilçenin batısındadır. Kleopatra Plajı adı muhtemelen bir efsaneye dayanmaktadır. Efsaneye göre, İmparator Marcus Antonius ve Kleopatra burada balayılarını geçirdikten sonra, İmparator şehri düğün hediyesi olarak Kleopatra’ya vermiştir. Atatürk bulvarı şehrin ana caddesidir ve denize paralel uzanır. Caddenin güneyinde birçok turistik bölge bulunur. Kuzeyde ise dağlık alanlar uzanır. Çevre Yolu Caddesi ve diğer büyük caddeler, kuzeyden ilçe merkezini çevrelemektedir.
Ekonomi
Şehrin ekonomisi tamamen tarım ve turizme dayalıdır. Hizmet sektörü iyi gelişmiştir. Üretilen hizmet ve malların tamamına yakının tüketimi, çevrede bulunan turistik otellerde gerçekleşmektedir.
Seracılık ve narenciye üretimi bölgenin sıcak ikliminden dolayı son derece gelişmiş tekniklerle yapılmaktadır. Üretilen ürünlerin bir kısmı sadece Alanya’ya hastır. Bunların başında avokado ve muz gelir. Alanya muzunun boyutları yaklaşık ithal muzuyla aynıdır ve ithal muzdan daha tatlıdır. Alanya Ticaret ve Sanayi Odası’nın 2015 verilerine göre üretilen bazı ürünlerin verileri:
- Yıllık muz üretimi: 28.975 ton
- Yıllık avakado üretimi: 956 ton
- Yıllık portakal üretimi: 14.727 ton
- Yıllık Yeni dünya üretimi: 4.502 ton
- Yıllık TurunçgillerinToplam üretimi: 35.040 ton
- Yıllık domates üretimi: 115.657 ton
- Yıllık hıyar üretimi: 134.400 ton
Turizm
Alanya, ülke turizminde önemli paya sahiptir. 1980’li yıllarda başlayan turizm atılımı sayesinde şehir, bugünkü halini almıştır. İlk başlarda apart otellerin yoğun olduğu ilçede, günümüzde 1.000 kişi kapasiteli tesislerden 3.500 kişi kapasiteli devasa tesislere kadar pek çok çeşit ve türde turistik tesis mevcuttur.